11.03.2010 / 16. TOPLANTI: Büyük Mağazalar Kanunu çok önemli…

AHMET ÖZER                    : Sayın Başkanım, Sayın Yönetim Kurulu Başkanım, Sayın Yönetim, Sayın Meclis; özellikle Sayın Meclis’te bulunan sevgili arkadaşlarım gerçekten beni gururlandırıyorsunuz bu saate kadar beklemekle Ahmet Sevenler Derneği kuracağım sizinle. Evet İTO sevenler aynı zamanda.

 Bilindiği üzere; ABD Ermeni Tasarısı denen ve ülkemizin başında ABD’ce sürekli sallanıp bir tehdit aracı olarak kullanılan hikaye kabul edilmiştir. Peki kimdir bizim soykırımı yaptığımızı iddia eden insan hakları savunucusu bir bakalım. Bir tek örnek vereceğim. Irak’tan, Afganistan’dan, Kore’den, Vietnam’dan buralarda katlettikleri insanlardan bahsetmeyeceğim. Japonya’da kaç kişi öldürdüklerinden bahsetmeyeceğim. Sadece bir örnek; iki adet yalnız ve yalnızca iki adet bomba ile Hiroşima’da 70.000, Nagazaki’de 27.000 toplamda 97.000 ve sonrasında bunun etkisiyle 360.000 kişi suçsuz, çoluk, çocuk, insan, hayvan, bitki demeden tüm canlı türleri katleden bir halktan bahsediyoruz. Bir halkın torunlarından bahsediyoruz. Böyle bir katliama sebep olmuş bir neslin çocukları kalkıp bize soykırım yaptınız diyemez. Demiş olsalar da bu samimiyetten uzak sadece ve sadece kendi ülkelerindeki bir azınlığa yaranmak için oynanan bir çirkin tiyatrodur. Bu çirkin tiyatro yalnız ve yalnızca Türk düşmanlarını cüretlendirmiş ve ne yazık ki Türk milletine hakaretin prim haline dönüştüğü günümüzde, bazı Ermeni vatandaşlarımızın alenen televizyonlarda alenen Türk devletine hakaret imkanı oluşturmuştur. Bundan başka hiçbir işe yaramayacaktır.

 Ermeni vatandaşlarımızı geçmişte gaza getirip bin yıllık birlikteliği ve huzuru bozanların tekrar oyununa gelip bana küfür etmemelerini rica ediyorum. Çünkü, küfür sevmiyorum ve hak etmiyorum. Benim neslim onlarca halkı bir arada yönetti de ne İngilizlerin Hindistan’da, ne Fransızların Afrika’da, ne Amerikalıların siyahlara yaptığını yapmadı. Dünyanın diktatörü iken bile insana eziyet etmedi benim neslim. Allahın izni ile etmezde. Ayrıca, dediğim gibi bizi yargılamakda;  iki bomba ile 360.000 kişi öldüren bir milletin evlatlarına düşmez diyorum. Bizlerin de bu vesile ile bizlerin de her ortam ve zeminde ABD’nin Japonya’da yaptıklarının soykırım olduğunu her platformda konuşup, tartışıp hatta olabilirse bu Meclis’te konuyu tartışıp ABD’yi soykırımcı olarak, bir sivil toplum örgütü olarak onayalım diyor ve daha gerçekçi bir konuya geçmek istiyorum. Çünkü bu tamamen hikayedir.

 Evet, yine aynı konu, Büyük Mağazalar Kanunu. Şimdi, geçen hafta Roma’daydım bende, çarpılmadım. Biraz daha dikkatliydim herhalde. Numan Ağabey beni dinlersen.

 ALİ ALKAN (Yerinden)     : Ahmetçiğim biz seni dinliyoruz Ahmetçiğim sen anlat.

 NUMAN HOCAOĞLU (Yerinden)          : Bir gün sen de çarpılırsın.

AHMET ÖZER                    : Az kalsın inşallah diyeceksin.

 BAŞKAN                  : Karşılıklı konuşmayalım Ahmet Bey.

 AHMET ÖZER                    : Şimdi geçen hafta Roma’daydım bütün markaların ve modanın merkezi Roma. Roma’nın merkezinde asla büyük mağaza yok. Binlerce küçük dükkan ama binlerce. Şimdi, her ağzımızı açtığımızda Avrupa diyecekseniz işinize gelmeyince bunu es geçeceksiniz. Bu olmaz, bunu yemeyeceğiz artık. Başka bir şey daha yapıyorsunuz eskiden yerdik bu numarayı. Yabancı malı kullanıyorsunuz, neden yabancı düşmanısınız? Asla hiçbir zaman yabancı düşmanı olmadık, olmayız da. O eski numarayı yemeyeceğiz artık. Biz Türk milleti en iyiyi, en mükemmeli kullanacağız her zaman. Biz şunu söylüyoruz diyoruz ki; halksız; insansız devlet, hükümet olmaz. Ekonomi de olmaz insansız. Sadece para ile yaşanmaz. Onun için de diyoruz ki; ülke kazanımları yurtdışına yada bir tek cüzdana hortumlanmamalı. Ne kadar çok insana dağılırsa milli gelir insanlar o kadar mutlu ve zengin olur. Ekonomi o derece düzgün gider ama siz İstanbul’da 150 her şehirde de bir zengin olsun derseniz, bütün küçük esnafı bitirirseniz ne olur söyleyeyim. Şu anda herkesin suçlusunu aradığı ve tüm zamanların en yüksek düzeyindeki işsizlik olur. Herkes işsizliğin suçlusunu arıyor. Her ay buradan bağırıyorum. En büyük işsizlik sebebi esnaf katliamı yapan AVM’lerdir diyorum dinletemiyorum. Sayın Başkanıma rica ediyorum söyletemiyorum. Şimdi Sayın Başbakanımdan ricada bulunuyorum. Sayın Başbakanım; Kasımpaşa’lısınız Kasımpaşa’lılarla ilgilendiniz. Eşrefpaşa’lılarla ilgilendiniz. Sayın Başbakanım; ben Mahmutpaşa’lı değilim. Mahmutpaşa’da da iş yapmıyorum. Belki bu şekilde küçük ve ortak ölçekli esnafın büyük derdi olan AVM’lere dikkat çekebilirim diyor ve Mahmutpaşa’lılarla da ilgilenmenizi rica ediyorum. Çünkü, bu gidişle Mahmutpaşa da kalmayacak, küçük esnaf da kalmayacak. Lütfen bir an önce bu kanunu çıkartalım ama bu haliyle değil elbette ki. Zira bu haliyle çıkarsa zaten AVM’lerin lehine oluyor. Eğer ki; biz bu AVM’leri hafta sonu kapatamaz isek ve yerel ve küçük esnafın önüne ille de park yapacaksın diye diretirsek zaten yine aynı şekilde küçük esnaf kalmayacaktır, işsizlik de %16’lardan %30’lara çıkacaktır. O zaman İstanbul’daki daha doğrusu İstanbul’daki 150, Türkiye’deki 200 tane zengin oturur o paraları nasıl yersiniz bilmiyorum. Teşekkür ederim dinlediniz bu saate kadar gerçekten hepinize çok çok teşekkür ediyor hürmetler ediyorum.

(İTO mart ayı olağan meclis toplantısı)