Ticari uyuşmazlığa arabulucu İTO’da


İTO Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi’nin (İTOTAM) düzenlediği ‘Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk’ toplantısında, dava yeri ve dava şartı tartışıldı. Anlaşmazlıklarda uzman arabulucunun İTOTAM’dan atanabileceği vurgulandı.

HABER: ADEM ORHUN

Ticari uyuşmazlıklarda ‘dava şartı olarak arabuluculuk’, 1 Ocak 2019’da yürürlüğe girdi. Artık uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu oldu. Üyelerine 30 yıllık tecrübesiyle tahkim hizmeti veren İstanbul Ticaret Odası Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi (İTOTAM), yeni kurallar gereğince güvenilir ve hızlı arabuluculuk hizmetiyle de iş dünyasının uyuşmazlıkta çözüm noktası oldu. İTOTAM, hizmet alanıyla ilgili yeni bir konferans düzenledi. ‘Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk’ konulu konferans, akademisyenlerle hukukçuları bir araya getirdi.

Açılış konuşmasını yapan İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer, İTOTAM bünyesinde Ocak 2017’den bu yana arabuluculuk hizmeti verildiğini belirtti. Özer, “İTO, süreci sizinle takip ederek uyuşmazlığınıza daha hızlı çözüm almanızı sağlıyor. Arabulucu atayamadığınız ya da o konuda tecrübeli bir arabulucu belirleyemediğiniz hallerde İTOTAM Divanı, konusunda uzman bir arabulucuyu sizin için atıyor” dedi.

ŞARTLAR ZORLUYOR

Konferansın ilk oturumunu yöneten İTOTAM Tahkim Divanı Başkanı Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez ise arabuluculuğun olumlu yönleri kadar dava şartı olarak konulmasının olumsuz bazı etkileri olduğuna dikkat çekti. “Siz hiç zorla barıştırıldınız mı? Eğer böyle bir durum yaşadıysanız sonuçları kalıcı oldu mu?” diye soran Pekcanıtez, şöyle devam etti: “Dava açmaya karar vermek ve dava açmak zaten zor bir iş. En son çare olarak dava açılıyor. Yeni düzenlemedeki her alanda bizi tekrar zorlayarak arabulucuya göndermek ne kadar fayda sağlar?” Pekcanıtez, arabuluculuk şartının belirli konularla sınırlı tutulmasının daha verimli bir yöntem olduğunu söyleyerek, “Belli alanlarda ve miktarlardaki uyuşmazlıklar için şart koşulmalıydı. Zaten ihtiyari arabuluculuk boşluğu doldururdu. Biz de sistemi geliştirirdik” diye konuştu.

Hangi davaya hangi mahkemenin bakacağı konusunda sorunların devam ettiğini kaydeden Pekcanıtez, Prof. Abuzer Kendigelen’in yaptığı bir araştırmaya göre ticari davalarda en çok çıkan problemin ‘görev’ problemi olduğu bilgisini paylaştı.

Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Atalay ise kanunun; ticari davalarda ‘konusu bir miktar paranın ödenmesi olan uyuşmazlıklarda’ arabulucuya başvurmayı şart koştuğunu belirtti. Kapsam konusunda bankacılık hizmetleri gibi bazı alanlarda tartışmalar olduğunu kaydeden Atalay, uygulamada ise ‘dava açılmasına izin verilmeyen’ süreçler olduğunu vurguladı. UYAP’ta programın, arabuluculuk dava numarası olmadan sisteme dava girişi yaptırmadığını belirten Atalay, “Fiili olarak dava hakkını engelleme var” dedi.

TİCARET MAHKEMESİ

Atalay, takipli iflasta ödeme emrine itiraz edilip edilmemesine dair vakalarda ticaret mahkemesine dava açmak gerektiğini belirtti. Tüketici davalarında taraflardan biri tüketici olduğundan davaya tüketici mahkemesinin bakacağını kaydeden Atalay, bunda da düzenleme gerektiğini söyledi.

İTOTAM Tahkim Divanı Üyesi Doç. Dr. Tolga Akkaya da arabuluculuğun dava şartı olarak konulmasının, birçok usul tartışmasını beraberinde getirdiğini anlattı. Ticari iş kavramının önemini vurgulayan Akkaya, “Her ticari işten doğan dava, ticari dava değil. Ticari iş niteliğinde olan ancak ticari dava olmayan hukuki uyuşmazlıklar bulunabilir. Bu durumda arabulucuya başvurulması zorunlu değil” dedi. Akkaya, şunları söyledi: “Görevli mahkeme, davanın özel bazı usul kurallarına tabi olup olmayacağının belirlenmesi bakımından önemli. Davanın, dava şartı arabuluculuğa tabi olup olmadığının belirlenmesi bakımından ticari dava kavramı önemli.”

Konuşmasında, “Bir uyuşmazlığın tüketici davasına dönüşmesi halinde ‘ticari davadan’ söz edilebilir mi?” diye soran Akkaya, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un, Ticaret Kanunu’na göre daha özel bir kanun olduğunu kaydetti. Akkaya, “Örneğin, tüketicinin borcuna karşılık verdiği bonodan kaynaklanan uyuşmazlığı çözmeye tüketici mahkemesi görevlidir. Burada dava tüketici davasıdır ve arabulucuya başvurulması dava şartı olarak değerlendirilmemeli” dedi.

Akkaya, “İşlemin bir tarafında tüketici varsa, dava şartı arabuluculuk açısından yeniden bakılmalı. Sadece konunun lafzına bakarak, bu dava ticari davadır dememek gerek” dedi.

İTO Genel Sekreter Yardımcısı Avukat Nurcan Turan’ın da takip ettiği konferansta ikinci oturumu Prof. Dr. İlhan Helvacı yönetti. Bu oturumda İTOTAM Tahkim Divanı Üyesi Dr. Ebru Şensöz Malkoç, ‘Zorunlu Arabuluculukta İTOTAM’ın Yeri’ni anlattı. Dr. Rabia Eda Giray ise İTOTAM bünyesinde fikri mülkiyet uyuşmazlıklarının arabuluculuk ile çözümüne dair bir sunum yaptı.

TİCARİ İŞ KAVRAMI NEDEN ÖNEMLİ?

Bir işin adi veya ticari iş olarak nitelendirilmesi, bu işe hangi hükümlerin uygulanacağının belirlenmesi bakımından önem taşıyor. Örneğin, ticari işlerde temerrüt faiz oranı olarak avans faiz oranı uygulanıyor.
Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari iş olarak kabul ediliyor. Örneğin bono TTK’da düzenlendiğinden, iki memur arasında düzenlenen bono dahi bir ticari iş sayılıyor.
Ticaret davasında bir tacirin borçlarının ticari olması asıl sayılıyor.
TTK’da düzenlenen haksız rekabet, çatma gibi fiillerle; TTK’da düzenlenmediği halde bir ticari işletmeyi ilgilendiren her türlü işlem ve fiiller de ticari iş kabul ediliyor.