Urfa’dan…

Abı size buranın tarihini anlatayım, Gönüllüyüm abı  para istemem;

İngilizce anlatayım istersen ziyaretleri gezdireyim abi.

eğitim gören yetmiş çocuk rehber.,

Kesinlikle rahatsızl etmek yok Urfa da bu kadar doğal bir kibarlıkla karşılaştığınızda  neredeyim diyorsunuz

Şaka yapmıyorum tarihi yerlerin temizliği ve taş binalardan yüzünüze vuran binlerce yıllık tarihini özel kurs gören ve yukarıdaki cümlelerle sizi karşılayan çocuklar ayrıca bir teşekkürü hak ediyor.

Tebrikler tüm emeği geçenler tebrikler urfa ve ençok ta tebrikler urfa halkı ve tebrikler bizlerin gazete sayfalarına  sıkıştırıp felaket tellallığına kurban edip öcü gibi gördüğümüz doğu insanı ve tebrikler doğuya ve doğuyu tanıtmaya  doğuya destek gezileri ve projeleriyle uğraşan odamız ve sayın başkanına.

Ne yalan söyleyeyim odamızın doğuya destek projeleri kapsamında odalar arası düzenlemiş olduğu seyahatler olmasa çoğuna gidecekte değildim bu şehirlerin işim olmadı e birde terör belası Antalya daha bir cazip geliyordu hatta Tanzanya bile Adıyaman dan urfa dan cazipti bana

Zira yukarıdada bahsettiğim  gibi gazetelerden öyle okuyoruz güneydoğu diyince aklımıza ne balıklı göl ne Adıyaman gölbaşında alabalık ne bitliste önümüzü kesip ille eve gidip bir yemek yiyelim diyen imam ne vanda sabah kahvaltısı ne Atatürk barajı nede Diyarbakır kalesinin eteklerinden başlayan yemyeşil dümdüz bir ova ne sıra gecesi ne de Bitlis te telesiyej  gelmiyor doğu diyince aklımıza gelen terör ve geri kalmış şehirler.

Çokta öyle olmadığını gördüm , Ne urfa tarihte kalmış ne Diyarbakır

Ne van da nede tatvanda  ne adıyamanda ne de urfada hiç mi hiç o gazete sayfalarındaki rutubetli küflü insanı bunaltan hayayı göremedim

Elbette güllük gülistanlıkta değil elbette sultanbeyli kadar geri kalmış yerleri de gördüm elbette gebzenin bir ucuna yapıştırılmış yerleşim yerlerine de benzeyen yerleri vardı yani ha istanbulun üç adım ötesi ha Diyarbakır ın bir mahallesi

Orada ne Uzakdoğu da ki gibi insanın pazarlandığını ne Tanzanya da ki gibi aylık 25 dolara çalışıp araba lastiğinden ayakkabı yapıldığını  nede Fransa da ki gibi bir anda kendinizi yüzlerce travestinin içinde buluyorsunuz.orada daha çok sımsıcak Anadolu insanıyla karşılaşıyorsunuz.

Adıyaman Diyarbakır Trabzon Bitlis Van  ve en son Urfa , Harikaydı.

Gezdikçe memleketin değerini daha bir anlıyorum.

Ve ne kadar sevilesi topraklarda yasadığımızı,Tabi ki bir o kadar da bereketli ,bereket dedimse  asla çalıp çırpanı gerek maddi gerekse manevi yozlaşmalara uğrayan hiçbir toplumu da affetmemiş bu topraklar

Nice uygarlıklar gelip geçmiş Anadolu dan şu an çoğundan birkaç yıkıntıdan başka bir şey yok  tarihin derinliklerinde eriyip hayali geniş bir arkeologun insafında yeniden canlanabilmek için taş ve pişmiş birkaç topraktan medet umar durumdalar.Yozlaşmalarının bedelini Anadolu onları bağrına gömerek ödetmiş

Tarihin önemli bir bölümü Anadolu da başlamasına rağmen nice imparatorluk ve medeniyet bu topraklarda hüküm sürmüş olmasına ragmen bugün bizlerin orta Asya steplerinden göçmüş bir kavmin adıyla anılıyor

evet onlar bilememiş Anadolu nun kıymetini biz bilelim ve globollaşan dünyada (yanlış yazmadım ben öyle diyorum) biz bollaşmadan sımsıkı birbirimize sarılıp ülkemizin kıymetini bilelim